Bir yazıda okumuştum yazar şöyle diyordu ; Bizim gibi insanlar ürememeli.

Arif;Benim gibi insanlar hiç yaşamamalı demek geliyor içimden ama sana ve senin gibi insanlara haksızlık etmekten korkuyorum.Hayat çürümüş elmaya benziyor , elmadaki lanet dna'mdan ruhuma kazanmış sanki ısırmadan duramıyorum.

Sen ölmeyi nasıl başarabildin Arif?


İntihar etmek istiyorum uzun uzun planlar yapıyorum yeri zamanı belirliyorum arkadamdan tek bir not bile bırakmayı düşünmüyorum sanki ölen herkes arkasından not bırakıyorda hem ne yazmam gerektiğini bir türlü bulamıyorum sevgili insanlar ben öldüm sıra sizde nasıl olurdu.Bu eylemi gerçekleştitrken artık düşünceden çıkıpta bir fiile yani eyleme dönüşürse şu şartlar kesin olmalı ;her şeyin olabilidiğine sade olmalı hava güneşli olmalı, rüzgar esmemeli,günlerden perşembe olmalı uykusuz olunmamalı.İntihar etmek yemek yemek gibi bir ihtiyaç diye söylemiştim vaktiyle birine gülmüştü o yüzden bu konuyu insanlarla konuşmamaya özen gösteriyorum.Sık sık oturuyoruz arkadaşlarla Arif gelecekten söz ediyoruz hiçbir zaman yapılmayacak işlerden bahsediyoruz seninlede çok konuşurduk ama sonunda hiçbir şey yapmadan başka zamanda aynı konuşmaları tekrarlardık her şeyi yapmaya hazır ama kılını kıpırdatmadan aciz insalarız.

Yaşantım dahada mutsuz geçsin diye elimden geleni yapıyorum bazen hiçbir insanla tek kelime bile konuşmak istemiyorum bazende susturamıyorum kendimi,otobüslerde kulaklık takmasını sevmiyorum,yalnız yemek yemesini sevmiyorum ,tek başıma yürümesine bayılıyorum aşırı sessizlik bazen terapi gibi gelsede bazen cehennem oluyor ben neden böyleyim Arif?

Bazen dünyada sadece ben kalsam napardım diye düşünüyorum yalnızlıktan ölürdüm konuşacak tek bir insan bile olmaması gerçek cehennem değil mi peki öyleyse bütün gün neden tek bir insanla bile konuşmadım anlam veremiyorum.


Hayatımı yokuş aşağı sürükleniyor hayır sürüklüyorum bunu bile isteye ben yapıyorum yol bittiğinde uçurumdan çarpa çarpa paramparça olacağının farkındayım.