boşluklarını dolduruyorsun benimle

boşluklarını, boşluklarla dolu göstermeye çalışıyorsun

gönlümü toprağa gömdüm ben

içimde ıssız türkülerin ıslığı var

sussun diye yeryüzündeki en büyük ses

-ki en büyük ses benim kemiklerimin içindedir-

kopartıyorum tüm düğmelerini göğsümün

göğsümden düşüyorsun

cılız ışıklara hapsediyorum seni

sonra saatlerce bakıyorum ışığa ve nihayet geldi zayıflıklarım.

gözlerimi kapatıyorum ve ölümü eylemleştiriyorum

tüm arka bahçelere gözlerimi ekiyorum

tutmuyorum da eteğinden acıların

anlamıyorum neden gelip belime sarılıyor hepsi

etiğim denizlere bağlıdır benim, bunu belime sarılanlara gösteremiyorum

hepsi beni dipten dibe vuruyor

tüm arka bahçelere bileklerimi ve dikişlerimi ekiyorum,

hayatımın özeti izlerimi

bu hayata fiyakalı bir iz için bıçak çekiyorum

saçlarımı bağışlıyorum arka bahçelere

ben arka bahçeleri göğüslerimle suluyorum

gözlerimle asla

uzlaşıyorum tüm yalnızlıklarla

kalemi kırıp mürekkebi içiyorum

bu bir intihar mektubu

var olmayışım anlam kazansın diye var oluşumu reddediyorum.