giz, çoğaltır karanlığı, işte
tekliğimi hazırlayan yüzüm
beklemenin en duruk durağı
gelir gelir geçer karıncalar, yüzüm
yolcu gelir geçer
güzü aşkımın, ya beni
kim alır yüreğimden sabrımı
kaçırtır bir eşkıya akşam
birikmiş tortusunu hüznümün
*

durulsa gök
ince bir güneş düşse durağa
yolcu yüzüm hiç güneş görmemiş
bir yanları bir yanları vücudumun
hiç güneş görmemiş
sırtım kollarım bacaklarım memelerim
karnımın altı ve gerim
üşümüş acıları toplarım vücudumda
suratımda irin dolu bir yara
yanaklarım patlamaya korkulu iki çıban
beklerim bir şeyleri
koparacak sökecek alıp götürecek beni
beklerim bir şeyleri
yolcu yüzüm
yüzümü koparın duraktan
üşümüş acıları vücudumdan
alın götürün beni güneşe
*

bu benim kendi kendimi
avuntumdur. akşamüstleri ve şarap
çünkü çok eskitilmiş birer mısradır.
çünkü her yorgun günün sonunda
yarın biraz daha uzaktır
beklemek biraz daha
*

vücudum
sabırlı sevgilim benim
bu hüznü senin için biriktiriyorum
sana gelicem beklemelerin bu acılı durağından
bu giz bu karanlık bitecek
güneşin çıkmasını bekliyorum