Elimde olsa elini tutarım bırakmamak üzere
Bilirsin açıklayamam sevgimi kolay
Fısıltıyla ismin dilimde
Anca dinleyen bir kalp duyar
Bahçemdeki her çiçek seni bilir
En acı biberler çiçek açtı sayende
Yüreğimde gizlediğim tohumlar
Aynı sırra sahip Adem’i kovduran meyvelerle
Rezilliğin en kıymetlisi en derini bende
Hiç bu kadar utanmamıştım
Titriyor sesim, ardından kağıt tutan elimde
Kurumuştu dudaklarım ve ben ismine susamıştım
Arnavut kızı uzaklaş hadi benden
Gözümü ve gönlümü yardım et kör etmeme
Madem ki kaçılmaz yazılan kaderden
İlk satırını da bil adınla şereflenen iki hece
Rehin aldığın kalbim hassas ve durgun
Ne kurtulası var ne kurtuluşu
Ağır, tatsız bu bedenden kopuşun
En yalnız ses kurumuş dalın uğultusu
Yapraklar solarken ağaç tepesinde bekler
Her olgu gibi vaktini
Estiğinde rüzgar daldan süzülerek düşer
Tıpkı giderkenki gülüşün gibi
Irak derler gözden uzakta olana
Gönlü ile gören için de geçerli mi
Bazıları vuruluyor boy tip endama
Kalbe isabet bir gülüşte yeterli
Lazım olan gerçek iki muhabbet
Sıcak bir ses bir de iyi düşence
Var olmakta değil ki keramet
Kaybolduğunda var olursun kalpte
Düşün bir gülüşün öyle ki derin
Sende saklı olan hazine en dipte
Kumsal taşlı, dalgaların ise keskin
Dibe attığım her kulaç bir iz bedenimde
Issız yerlerde en güzel çiçekler açar
Yıldızların ışığı hiçliğe tutkulu
Kaybolmuş uruhu gam çeker
Bekler kutup yıldızının aydınlattığı yolu
Zemheri yaşanıyor gözlerinde
Baktığımda yanan kalbim artık donuyor
Gece seviyorum fısıltısındaki sızı
Buz kestiğin ifade karşısında titriyor
‘
M