Yıldızların uyuduğu, sessiz, kara
Dalgalarda Ofelya iri bir zambak,
Yüzüyor duvaklı uzanmış sulara...
-Avcı borularının ezgisinde bak.
*
Bin yıl geçti, Ofelya yine üzgün,
Uzun sularda kefen gibi akıyor.
Bin yıldır, gündüz gece, deli gönlünün
Hüznünü meltem yellerine döküyor.
*
Açıp sularda salınan tüllerini
Beyaz göğüslerini öpüyor rüzgâr,
Söğütler eğmiş omzuna dallarını
Ağlıyor. Uykulu alnında kamışlar.
*
Yöresinde üzgün nilüferler bazan,
Dağıtıyor Ofelya kızılağacın uykusunu,
Bir kanat vuruşuyla dallar yuvadan
-Salıyor yıldızların altın şarkısını.
*
Sen ey solgun Ofelya, kar gibi güzel!
Sulara gelin oldun ergen çağlarda!
-Çünkü Norveç doruklarından esen yel
Acı özgürlüğün tadını öğretti sana:
*
Savuran bir soluk gür perçemlerini
Büyüyordu düşlerinin akışında;
Dinliyordun Doğa’nın ezgilerini
Ağacın, gecelerin yakınışında;
*
Çünkü boğuk sesi çılgın denizlerin
O tatlı, çocuk göğsüne vuruyordu;
Bir nisan sabahı, yorgun bir atlı senin
Dizlerinde sessizce oturuyordu!
*
Gök! Aşk! Özgürlük! Bu nasıl düş Deli Kız!
Güneş vuran kar gibi eriyip gittin;
Konuşma, sus! Seviyi bizlere dilsiz
O mavi gözlerinle çoktan öğrettin!
*
-Ve diyor ki Ozan: Aydın gecelerde
Ofelyam çiçekler devşiriyorsun;
Hep böyle yüz ak gelinliğinle suda
Dalgalar beşiğini sallayıp dursun.