En acı kabullenişim sayıyorum olup biteni.
Geri dönüşüm olmasın diye yıktığım
yolların enkazında kalırken,
boğazımdaki batan yumruya bir düğüm daha ekliyorum.
Ne istediğimi bilmeden,
ne olacağını kestiremeden
çıkmaz sokakların yollarında yürüyorum
...
Neşeliyken birden durulup,
uzun uzun dalıyorum boşluklara.
Bütün bitişlerin kıyısına oturmuş, görünmeyen ümitleri bekliyorum.
Ben hâlâ anlatabileceğimi zannettiğim sevinçlerimi biriktiriyorum.
Ağlarken şiirler yazıyorum,
içimi bir tek kendime,
bir de kağıtlara döküyorum.
Hiç kimseyi kabullenemiyor ruhum,
çocukluğumdaki sevincim yitmiş gibi solduramadığım özlemlerin içine karışmış acıyla duvarlara konuşuyorum.
Kalpte biriken hüzünleri
daha fazla taşıyamazken
sebebini anlayamadığım davranışlarına içerledim.
Sanırım artık bir yabancıyım sana,
son sözcüklerini söylerken
ruhunu yansıtmadın ruhuma.