Önceki yazının devamıdır
Kişi, çevre ve arzu bu üçü bir sacın ayakları gibidir. Biri olmadan o sac ayakta kalmayacaktır. Üç ayaklı bir masa düşünün üstüne alabileceği en büyük yük aralarındaki bağın sağlamlılık derecesi ve en güçsüz olan ayağın dayanabileceği kadardır. Tüm bunlar ne işinize yarayacak? Arzunuzu arttıracak... Daha güzel bir hayatınız olsun istiyorsunuz. Bu yazıyı okuma sebebiniz bu. Ben nasıl daha iyi bir hayat yaşarım? Başarının sırrı nedir? Başarının sırrını veremesen de beni başarısızlık hissiyatından çıkartacak bir yol ver. Bu yol bir yere çıkmasa da umudu yeter... Evet ben de aynı şekilde hissediyorum. Bir arayıştır bu. En derinden gelen istektir mutlu olmak. Mutlu olmak için çabalıyorum ve sizlere de bir fayda sağlamak istiyorum. Eğer bir arzunuz olsun istiyorsanız o arzunun bulunduğu bir çevreye dahil olmanız lazım. Kendinizi oraya sıkıca bağlamalı ve var gücünüzle oradan her şeyi almanız lazım. Aldıkça siz ve arzunuz güçlenecektir ve sizin artan dayanımınız da çevrenin üstüne yüklenebileceği yükü arttıracaktır. Çevre de güçlenecek ve size daha ve daha ve dahasını verecektir. Bu da başarının sırrıdır. Çevrede kal, güçlen ve o gücü ver...
Peki doğru arzu nedir?