Doğduğumuz anda neye sahip olduysak aynı arzular sadece nicelikte değişti. Sanki bir program bizde yüklüydü ve doğdumuz anda çalışmaya başladı ve hacimlendi. Arzular büyüdü ve bizler de sonuçlarını yaşıyoruz.


Neden olduğunu bilmeden yiyor içiyor geziyor okuyorum. Hayatımın neden bu arzularla geçtiğini bilmeden... Bir arzu ortaya çıktığı anda herhangi bir düşünsel yeteneğim de olamıyor ve diyemiyorum ki durduk yere bu arzu da neyin nesi? Neden canım bunu çekti, neden oraya gitmek istiyorum, şimdi iki yıl boyunca düzenli olarak ödemem gereken bir borcun altına girdim ama neden? Arzularımız bizleri etkisi altına aldıktan sonra yalnızca o arzunun nasıl tatmin olabileceği üzerine düşünebiliriz. Arzuyu tatmin edene kadar arzuya dayalı düşüncelerden asla kurtulamayız. Ya aruzuyu tatmin et ya da arzuyu tatmin et. Başka bir seçenek yoktur.


Bunu görmek büyük iştir. Çünkü arzunun doğması ve kaybolması arasındaki kaotik süreç sadece arzu ile ilgili düşüncelerden ibaretken arzunun çekip gitmesi bir nevi bizi terketmesi ile yaşanan yoksunluk ve boşluk anları da tamamen dibe düşüş ve tüm düşünsel yetenekleri kaybetmektir.


Devam edeceğim