Tüy bulutlu yağmurlar çenendeki depremle seviştiğinde

çehrendeki bu hiç tanıdık değil silgi iması aynada görülür olduğunda

Hatır ve anı için doyumsuz beynin unutmak gerekliliğinin ikna sınırlarını aştığında

Ve yüreğin artık ihtirası bırakıp itiraz etmediğinde

Kendini kabullenmiş bir kabullenişin eşliğinde

nefessizliğin

tükenip

nefsin

yoksunluk çektiğinde

Şaşmaz gerçek yine başa gelip

bu yoksunluğu boşluk diye çağırdığında kalbin

zaman yine elbet geçecek

Ruhun koşacak

terini ilk kez seziyor oluşun seni ürkütecek

tuzu cisminin tam ortasını yakacak

akıl

kan ateşi nasıl taşırmış bilecek.


küçüğüm,

gönlün ham

hüzne aç ve muhtaç

üzül


fakat

korkma

doyacaksın

verdim tarifini seni büyütecek aşın.


Bana güven buna iman et, olacaksın.


Beni duyuyor musun?