Günün üstüne mevsimsizlik yağıyor

Islatıyor triko kazaklı kadınların solgun yakalarını

Asfalta göllenmiş huzursuzluk damlaları

Kimse duraksayıp nezaket göstermiyor 

Islatıyor mevsimsizlik

Aşık gençlerin el ele tutuştuğu sokaklarda

Bakırdan yalnızlıklar içerek

Elleri koynunda saklı

Yılgın adamlara kimse el etmiyor

Sevgiyi bilerek ıslatan geniş jantlı mercedes

Çamura bile layık görmüyor şehrin yılgın adamlarını

Yalnızlık rüzgar gibi süpürüyor

Yüreğindeki tozları

Kaynar sular boşalıyor şakaklarından

Bu kimsesizlerin şehrinde

Fikrime batıp duruyor 

İt yalaklarından su içmiş dudaklar

Doğulu bir yalana dönüşüyor cesaretim

Bir zemheri ıslığı takılıp kalıyor dudaklarıma

Beyanı muhal, manası nihan bir türküyü okuyor nefretim

Nefreti yönetmek

Sevgiyi yönetmekten zor derdi hep babam

Kabuk tutmaya heves ettikçe yeni baştan yeşerttiğim özlemlerim

Hatırlıyorum 

Seni gördüğümde içimdeki otlar beş parmak uzayıverirdi

Şimdi nefret sarıyorum sensiz acıyan yanlarıma

Ölüm içiriyorum sensiz her güne 

Adı hasret koynumdaki bebeğin

Kan emziriyorum mürekkebiyle kalemin

Islatıyor mevsimsizlik

Mübadelesiz iki deniz gibi 

Bir yürek fazla artık bu şehre

Hicranımı imzaladı kaderim

Bir yüreksiz yetiyor her şeyi yok etmeye

Neden, nasıl, niçin?

Ne farkeder

Hiç kimse veya herkes

Olmak yetmiyor hiçbirimiz için.