Bugün günlerden Çarşamba. 11 Ekim.
Yarım kadar kitap kolisini uzun bir mesafe arası taşıdığım ve bir saat sonrasında bile kıpkırmızı ellerimin titreyişini hissettiğim kocaman bir günün merhabası. Şimdi yürüdüğüm yoldan okula gitmek için otobüsle ilerlerken büsbüyük gülerim hâlâ. Saat 10.36. Muhtemelen ikinci Tarih dersine de gecikeceğim. 10.38. İki dakikadır doğru kelimeleri seçmeye çalışıyorum.
17.46. Planlarımın yarısını boşluyorum. Bugün gidecektim ama sanırım yapamayacağım. Sonuçta üç sınav var ve hepsinden geçmemiz gerekiyor, değil mi? Ya aslından kalırsak? Saat 17.49. Dayım İstanbul’a varmış olmalıdır... Değil mi?
Kitapların gideceğini öğrendiğimden beridir sevincimden başka hiçbir şey hissetmiyorum. Sanırım pek fazla dolduramayacağım sözleri. Duygu ilk kez bu kadar derin geliyor.
17.50... Çocuklar için her şey yapılır. Bir çocuğun aynası olmak için her şey yapılır. Bir çocuğun, bin söz olması için... Her şey yapılır. 18.00. Okutmanız gerekiyor çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.