Tahta penceremin oluklarından raks ederek içeriye akan, rüzgârın sesidir. 


Rüzgâr, içimde kurulan nice cennetin seher seremonisidir.


Evet, bu bendeki yaşamın ta kendisidir. 


Ciğerlerimi mest eden şu dolambaçlı rahiya, annemin bakır cezvesinden olma kahvesidir


Babamın gözlerinin çemberine nakşolunan mücadele, yanağıma kurulan gamzenin döşeğidir. 


Sabah kahvaltılarında bir çerçevenin hudutlarında seyre daldığım, dedemin gözlerindeki bilgelik emaresidir. 


Ve benim zihnimin açık denizlerinde yelkenlerinin bağını çözen, toy bir hayat talebesidir. 


Saçaklı kilimin suretinde bestelenen pati hışırtılarının sahibi minik beyaz kedi, kulaklarımdaki huzur sonatının orkestra şefidir. 


Toprağında umut hasıl eden bu evin başına geçirdiği çatının rengi, gök misali mavidir. 


Duvarlara damar damar sarınan, can bulmaya niyetli çiçeklerin filizleridir. 


Gönül penceremin perdesini inşiraha aralayan, yatağımın başucundaki kitap kafilesidir. 


Salonunda babaanemin secde ettiği bu ev, rahmani bir mürekkebin kasidesidir. 


Şavkı zühreye benzer karanlıklarıma çalınan bu aydınlık, hayat bir çatı himayesinde vuku bulur fikridir.