İnsan hata yapan bir varlık. Fakat hatalarının da farkına varabiliyor çoğu zaman. Yaptığımız hataları fark etme süremiz benim burada merak ettiğim şey. Hatayı yapmadan fark etmek önemli bir farkındalık bana göre. Birtakım insanlar eylemlerinde hata payını düşünmez ve yine birtakım insanlar da en ayrıntısına kadar plan yaparlar. Bu düşünce yapısı insanın karakteristik yapısında çok önemli bir konumda durur. Arkadaşlık, eş, iş arkadaşlığı vs. Bu tarz alanlardaki huzurumuzu ve düzenimizi şekillendirme potansiyellerine sahiptir. Fakat benim bugün tartışmak istediğim konu ve umarım yazının sonunda daha belirgin bir kanıya varabileceğim başka bir şey: Aşk. Varlığı beni en çok korkutan bir duygu durumu. Vücudumu ve zihnimi tamamen ele geçiren en büyük zayıflığım. Benim için aşkın açıklaması şöyle: Bir varlığa baktığımda dolaylı veya dolaysız yoldan onun hatalarını ve onu değersizleştiren özelliklerini görememek. Bunları görmek tabii ki bir süreç gerektirir ve bu süreç zarfında bu görememe durumu gerçekleşirse aşk oluşmuş demektir. Aşk benim için kesinlikle olumsuz bir şey. Çünkü başta da söylediğim gibi insan hata yapan bir varlıktır. Eğer ben bu hataları keşfedemiyorsam ya dikkatli bakmadığım içindir o hatalara ya da o hataları keşfetmek istemediğim içindir. Dikkatle bakılmayan bir şeye aşık olmak bu duygunun oluşmasına terstir. Bu kayıtsızlıktır. Hoşlanmak ve yoğun sevginin oluşması için dikkat gerekir. Toparlayacak olursam çok dikkatlice baktığım bir şeyde, hatta bu hatayı aradığım şeyde bulamıyorsam ben aşık olmuşum demektir. Eğer bu cevapsızlık hali sizin için bir sorun değilse buraya kadar bir sorun yok. Fakat her soruya mümkün olduğunca cevap arayan biriyseniz burada çok ciddi bir sorun var demektir. Karşılıklı olarak düşünürsek ortaya büyük bir kişilik sorunu ortaya çıkarmaktadır bu aşk denen duygu durumu. Aşık olan "x" kişisi ve aşık olduğu şeye de "y" diyelim. Y, hatasız ve kusursuz. Fakat x, sırf onun kusurunu bulamadığı için bile hatalı. İmkansız olan bir ilişki biçimi. Hata ve hatasız. Aşk bu bahsettiğim insanlar için kesinlikle psikolojik bir sorun yaratacaktır. İnsan hatalıdır, kusurludur. Fakat burada aklıma da başka bir soru geliyor. İnsan hatalı olan bir şeyden gerçekten hoşlanabilir mi? Asıl olan aşk mı, yoksa sevgi mi, bilemiyorum. Fakat düşündüğüm bir sonuç var. Aşk, dediğim gibi kanımca olumsuz bir şey fakat bunu olumluya çevirmenin bir yolu vardır. Her olumsuz durum, aslında olumlu bir durum da yaratır. Bu hataları gördükten sonra o hataları birlikte kapatmak ortada bir sevgi yaratabilir. Bu nesnelere karşı daha kolaydır. Mesela kırılan mükemmel bir sehpanın bacağını tamir edebilirsiniz. Fakat bu insanlar arasında tekil değil, karşılıklıdır. Her iki tarafın da bu hataları karşılıklı kapatma çabası gerçek sevgiyi, yani aşkın olumlu tarafını yaratır. Aşk çok ilkel bir insan hatasıdır. Fakat bu hata sonucunda gerçeğe ulaşmak da hala daha çok nadir görülür. Umarım aklımdakileri doğru ve konudan sapmadan aktarabilmişimdir. Okuduğunuz için teşekkür ederim.