… bilemedim. Dikiz aynasına bakarak ileri gitmeye çalışan sürücü gibiydim kendi hayatımda. İleri doğru yol alabileceğimi ancak aynam kırılınca öğrendim. Gözlerin, aynamı kıran taşın ta kendisiydi. Bakışlarına maruz kaldıkça kendime mağdur, aşkınla mağrur oldum. Deniz kenarındaki bir çakıl taşı gibiydim. Metceziri hayat bilip onunla suya kavuşan ve sular çekilince ezilerek can veremeyen bir cansızdım. Çünkü var olmak yaşamaya yetmiyordu. Gidişine sardın tüm bensizliğimi. Kendi derinliğine çekilip beni kıyıda bıraktığın her an sar çünkü sar’e (soğuk) diye sustum bana mezar kıldığın kuraklığında. Başkalarının eliyle içine atılmak isteseydim onların ayağına dolanır ve o şekilde beni içine atmalarını sağlardım. Sen sar, sen al beni istedim. Başkasından saklanıp sana sakladığım varlığımı al istiyorum. Çünkü sarmanı istemeseydi yanı başında var etmezdi beni Rabb el-Aşk…