Aşk

Uçurum kanatlı sevda

Yitip gider uğruna

Söylenmemiş şarkıların intihar sokaklarında

Dikilmemiş kefen sancısı

Oluruna varamamış eylemler dizesi

Aşkın dilinde kepaze olmuş dirliği

Ölmekmiş yaşarken

sevdası kirlenmiş gülümseyişi

Yaşayamazsın

nefeslerin dar gelir

gönlün ateşine

Ölümse dolar gecelerine

Kirpik kirpik kan kırmızısı

Tükenmek bilmeyen sızı

Hüsrana bulaşmış aşk çıkmazı

Yitirilmiş masumiyet alameti

Geçmişin labirentlerinde

Hüznü yanmış çiçekler

Ağlar da durur toprağın gönlünde

Vuslat sancısı değil ki çocuk

Acının sözsüz yitimi

Artık bütün aşklar donuk

Örselenmiş hayat, güz bitimi

Ne baharı kalır

Ne de yazgısına inandığı düşleri

Aşk artık yok olmaya mahkûm

Güzelliğini yitirir aklın hükmüyle

Gönlün suları mahşere çalar

Günahını sevabını arar

Tövbeler tövbesi dualar

Tanrı'nın aşkına koşar

Celladın zulmü ansızın yanar

Kör bıçak darbesi doğrusunu yontar

Aşkın yüzü yeryüzünden utanır

Günahın koynunda yıkılır

Göğün kucağında pîrüpâk sarılır

Aşk dersini yanlışlardan alır

Doğrulara varır

Tanrısal şiirlerin sığınağı

Bembeyaz sayfalarda ağlar

Simsiyah ruhun katranını akıtır

Sessizce konuşan gönlün ahında

Tanrım sana dönmemiz için mi?

Bütün bütün bu günah matemi

Kavuruyordu inceden inceye ateşi

Sönmek içinmiş yalancı şiirleri

İnsan aşka vardığını sanırmış

Oysa aşk insanın imtihanıymış

Tanrı'ya dönmek için

Tanrı'yı hissetmek

İçin için yanmak

Vücudu mutlakı bulmak

Aşk sandığımız girdap

Köprünün ucunda olmaktan farksız

Beşer şaştı önce bu işe

Sonrası tecrübe

Aşk arşı âlânın da ötesinde