bir trenin içindesin,

ben ve şehir ise bir kaldırımda, 

yanımızdan hızla ve umarsız geçip gitmeni bekliyoruz.

ne zaman dönersin,

bu tren nereye gider bilmiyorum.

bir park diyorsun, bir parkın içindeyim.

senden hoyrat bir sevda beklediğim için,

ve sana bu yükleri ben yüklediğim için,

üzgünüm.

ve üzgün olan yalnızca ben değilim,

biliyorum.

bu şehir benimle birlikte,

sensiz biraz sayrı ve üzgün.

bir hastalığın içinde debeleniyorum, 

gün geldiğinde her şey ve herkes

tozlu raflarda bir obje olarak kalacak.

fakat şimdi, tam şu an duyduğum hüznün, bir gün eskimesi ve tükenmesi

senin bir kitabın altını çizmen kadar olanaksız.

sevgilim, biz seninle farklı acıların çocuklarıyız.

senden en iyisi ve mutlak en bekleneni beklenir,

bense bir ailenin bitiş öyküsüyüm.

birlikte olmamız, 

tüm bilim insanlarının ve filozofların yadırgayacağı bir şey.

yine de yollarımız tekrar kesiştiğinde,

ben de seni en mutlu halinle görmek isterim.