Aşkın, bir tür gerçekliğin oluştuğu bir deneyim olduğuna inanıyorum. Bu gerçeklik sadece İki’yle ilgili gerçekliktir. Olduğu haliyle farkın gerçekliği.
Aşk, karşılaşmanın kesinlikle olumsal ve rastlantısal özelliğiyle başlar. Ama rastlantının belli bir zamanda sabitlenmesi gerekir. Başlangıçta katıksız bir rastlantı olan şey sonradan nasıl bir gerçeklik oluşumunun dayanak noktası olacaktır? Özünde öngörülemeyen ve varlığın öngörülemez olaylarıyla ilişkili görünen bu şey bakış farklılıklarının aracılığıyla upuzun dünyanın (yeniden) doğuşu deneyimini yaşayacak, birbirine karışmış, eşleşmiş yaşamların anlamına nasıl dönüşür?
Rastlantının sabitlenmesi gerektiği doğrudur. Mallarme’nin sözüdür bu: “Rastlantı en sonunda sabidendi...” Aşk konusunda değil de şiir konusunda söyler. Ama pekâlâ aşk ve aşk ilanı için de, aşkla ilişkilendirilen korkunç zorluklar ve çeşitli sıkıntılar için de kullanılabilir. Üstelik, şiirle aşk ilanı arasındaki benzerlikler bilinmektedir. İki durumda da, dilin sırtına yüklenen büyük bir risk vardır. Yaşamda etkileri gerçekten sonsuz olabilecek bir söz söylemektir söz konusu olan. Şiirin arzusu da budur. En basit sözcükler neredeyse katlanılmaz bir yoğunluk kazanırlar. Aşkı ilan etmek olay-karşılaşmadan bir gerçekliğin kurulması işine başlanmasına geçilmesi demektir. Karşılaşmanın rastlantısını bir başlangıç halinde sabitlemek demektir. Çoğunlukla orada başlayan şey öyle uzun bir zaman sürer, öyle çok yenilikle ve dünya deneyimiyle dolu olur ki, geriye bakıldığında, artık başlangıçta olduğu gibi olumsal ve rastlantısal gözükmez hiç de, bir zorunluluk halini alır. Aşk ilanı rastlantıdan yazgıya geçiştir, bu yüzden onca tehlikeli, onca korkutucudur. Ne var ki aşk ilanı ille bir kez yapılmaz, uzun sürebilir, dağınık, karışık, karmaşık olabilir, birkaç kez ilan edilebilir, ileride de daha pek çok kez dile getirilebilir. O rastlantının sabitlendiği andır. Kendi kendinize şöyle dersiniz o anda: Orada, o karşılaşmada olup biten şeyi, o karşılaşmanın bölümlerini başkasına söyleyeceğim. En azından benim için orada üstüme sorumluluk yükleyen bir şeyin gerçekleştiğini ona ilan edeceğim. İşte: Seni seviyorum.