Vaktini tırmalayan bu gece

ne zaman böyle sessizleşse

ürperiyor içimde bir yer.

Kimseleri tanımadığım yolculukların özlemi

gelip çöküyor kursağıma...

kimi sevsem eksiliyorum... kadınlar... adamlar... tanıyorum... her birini nazikçe öpüyorum

ama anlamıyorlar...

Mevsim kimsesizliğime inat gürültülü, her yanı sarmış bu tat, alıyor musun...

Tenim tarih öncesi bir fahişenin kokusunda... herkesi kendine çeker cinsten.

Bir ben yarım kalmış gibi

öylece duvar dibine çökmüşüm.

Gelip gidenlerin gölgesi geçiyor üstümden, tanımıyorlar beni...

BEN... Hacimsiz bir boşluk... küskün bir tümsek...

Rahmi çalınmış rahibelerin o aziz markosu

Geçen gün kurutulmuş bir çiçek buldum, kaldırıp yerinden yeniden doğurdum...

Kutsanmış sularda yundum ama herkeste biraz kusurdum.

Biraz tanıyanların yanaşamadığı bir ucube

Biraz dilden dile dolanan bir hurafe...

Biraz sen biraz o biraz bu...