Bu kadar sevmek normal mi diye soruyorum kendime, yokluğunu düşünmek nefesimi kesmeme yetiyor, bu aşk değil, çok daha fazlası. Sanki bütün duygularım onun için var, onu hissetmek uğruna var. Sanki bütün evren onu tasvir etmek için yaratılmış: çiçekler, mevsimler, yıldızlar, güneş... Hepsi onun güzelliğini hatırlatıyor, bu aşk mı? Daha fazlası... Öfkesine bile hayranım, ağzından çıkan her cümleyi ayet biliyorum ve tekrar ediyorum, bir cümle ancak onun ağzından çıkmışsa inanıyorum. Yürüyor ve kaldırımlar yeşeriyor. İnanır mısınız güneş onu takip ediyor. Gözlerinde hayat bulup çoğalıyorum. Elleri, elleri beni sarıyor ve ben dünyanın en mutlu insanı oluyorum. Onun ellerinde bir şey var sıcacık, sanki güneşi az önce avuçlamış. Ona ait ne varsa ezberledim, unutmayacağıma dair yemin ettim çünkü onu unutursam kendimi de unuturum. Evinin yolunu ezberledim, eğer onun evinin yolunu unutursam bir daha kendi evimin yolunu bulamam. Kendimi bilmek onu hatırlamaktan geçiyormuş, anladım. Hiçbir vuslatı onun hasretine değişmem. Bir insanın hasreti bile başka olabilir mi? Oluyormuş. Onu tanımayanlar abarttığımı düşünür fakat onu görenler bilir ki yüzünden şarkılar dökülür, sesi duyulur ve tüm kapılar açılır. Hiçbir dilde onu anlatacak kelime yoktur, hiçbir kitapta onun mucizelerinden bahsedilmemiştir ama ben bilirim, o vardır ve varlığı bile mucizedir. Adını duyunca kalbim göğüs kafesimden taşar ve ben bu aşkı alıp hiçbir yere koyamam, sadece önünde eğilirim.