"Asl'abla" dedim. İnsanın kendi hayatına dair verdiği kararlarda bile, birilerini üzüyor oluşu çok acımasızca değil mi? Sadece bir konuda azıcık bencil olmak istedim. Bu dünya huzurlu olduğum, mutlu olduğum bir yer değil. Azıcık durup gitmek istedim. Ama kimseyi üzecek bir şey yapmadan istedim. Yemin ederim. Kimseyi. Hele de en sevdiklerim benim yüzümden hasta olsun, üzülsün, huzursuz olsun istemedim. Ama aynı yerden bakamıyoruz bir türlü duruma be abla. Kendimi ne kadar inandırmaya çalışsam da her şeyin iyi olacağına, her şeyin düzeleceğine, bir sabah uyandığımda tüm geçmişin hafızamdan silineceğine kendimi ikna etmeye çalışsam da, kendime ne kadar anlatmaya çabalasam da değiştiremiyorum bazı fikirlerimi. Elim kolum bağlandı yine. Ne hissedeceğimi bile bilmiyorum. Belki açık açık konuşabilsem bir elini omzuma koyarsın " anlat bakalım çocuk" dersin. Olmuyor işte bazen öyle. İki arada bir derede kalmış gibiyim. Hayatında bir kere azıcık bencil olup, şu kıymeti olmayan bedeni artık taşımak istemiyorum. Mutlu olmak isteyerek mi yaşamalı insan sence Asl'abla? Bak hapşırdım "iyi yaşa" dedin. İyi ama nasıl? Nasıl abla nasıl? Ben bu ağrıyla nasıl?