Bilinir ki bir alan ikiyi ister. Bu böyle katlanarak gider. Laciverti için uğraşıp durduğum ve sonunda koluma taktığım saat anında etkisini yitirdi ve şu an beyazını da arzulamaktayım. Beyazın akıbeti de aynı olacağı barizken. Yine de içimdeki etkiyi yenememekteyim. Bu da yaşamın itici gücüdür. Doymayan bir alma arzusu. Ver ver der sürekli... Kişinin bu arzunun taleplerinin binde birini yerine getirmesi bile bir mucizedir ve sayılı insan bunu gerçekleştirebilir. Çoğu basit bir saat arzusunu dahi tatmin edemeden ömürleri tüketebilir. Birbirimizi yiyip bitirmeye ve asla doymama halimize bir temel sebep de budur. Tatminsizlik... Hiç kimseye bir gram tahammülümüz yoktur ve her türlü amacımız için her türlü aracı meşru kılmakta en iyiyiz... İlişkilerimiz de bunun üzerine kuruludur ve daha öteye gidememektedir. Asla mümkün olmayacak iki arzu; tamamen kendimizi ön planda tutmaya çalışmak ve asla doymayacak arzularımızı doldurmak...