ve sana
-evet sana-
ve bastığım toprağa, altında yatan yakılmış cadılara ve onu yaratana, şu ciğer rengi gökyüzüne ve demlik demlik bağırışlara, son kalan tütünüme ve doğru zamanda yaşadığı için köylü tarafından yakılmaktan daha az kötüsü bahşedilmiş tüm kadınlara -çünkü işte bilirsiniz erkeklik yüce ve iyi niyetlidir; eğer daha az şey bilmek, daha az söylemek veya damarlarınızdan vulvanıza doğumunuzdan işlenmiş acıya boyun eğmek gibi iki seçenekten birini kabul ederseniz var olmayı düşlemek imkanı tanıyabilirler- yerdeki ve gökteki tüm başkaldırılara, karanlıktan korktuğun için ateşe verdiğim tüm kentlere yemin olsun ki dökülen kanın kanım, yitirdiğin canın canım ve başlamana müsaade edilmediği için yarım bırakamadığın davan davamdır.
yaşamış, yaşayan, yaşayacak ve yaşamasına imkan tanınmamış tüm kadınlara.