Benim için yazmanın en güzel yanı, yazdıktan çok sonraları defterleri kurcalarken karşılaştıklarım. Mesela bir yıl önce bugün ne hissettiğimi, o zamanki hayat görgümü, yaşamımı okumak geçmişi seyretmek gibi. Sıcağı sıcağına fark edemediğim birçok detayı anın hararetinden çok uzaklara gitmişken daha berrak biçimde görebiliyorum. Yazmak kendimi görmemi sağlıyor. Geçmiş şimdimiz olmadığı için bir nevi bir başka yaşama vâkıf olmak gibi. Kendimi bir başkasını gözlüyormuşum gibi izlemek. Bir yıl sonra bu yazdıklarımı okurken bambaşka bir yaşam sürüyor olabilirim, başka insanlar ile, başka bir şehirde... Aslında şimdimin de beni oluşturmuş ve oluşturacak olan parçalardan sadece biri olduğunu ve şimdimin de gelecekteki ben'e bir hayli uzak olabileceğini bilmek yaşamakta olduğum anı ve kişiyi bütünüyle duyumsamaya çalışmaya itiyor beni. Her an ölüyor ve her an doğuyorum.