Asude de hep böyleydi işte.

Şen şakrak bir kahkaha,

İliklerine kadar neşe dolu,

Bitmek bilmez yaşama sevincini öteye beriye, sere serpe giden bir kadın.

Asude, 

Ne biliyim işte,

Asude başlı başına mutluluktu.

Hele bir savurmayagörsün,

İpek saçlarının arasından gökkuşağı fışkırırdı.

Çiçek böcek değil,

Kar gibi temiz kokardı Asude.

Parmak uçlarında sihirli bir değnek vardı sanki,

Böyle belli belirsiz sallayarak sihrini, bakkala, esnafa selam verirdi.

Sanki o gün toprak daha bir bereketlenirdi.

Asude yaşamak için doğmuştu ölmek için değil,

Kan kustuğu gecelerin sabahında 

Nasıl da hiç bir şey olmamış gibi giyerdi çiçekli entarisini...

Ben asudenin nergis çiçeğiyim.

Cam kenarı sırdaşı.

Asude bize dokunmaya kıyamazdı,

O yüzden sesiyle, yanık bir türküyle severdi bizi.

Biz dediğim, ben ve yanımdaki nazlı küstüm çiçeği işte.

Hele ucundan kıyısından dokunsun incecik narin parmakları,

Hemen kapatırdı kendini.

Oysa Asude öyle mi?

Çığlık çığlığa uyandığı kabusları vardı.

Yalınayak içeriye koşar,

Boğazından sanki birer inci tanesi gibi geçen suyun sesini duyardım.

Üç yudum, hiçbir zaman fazlası değil.

Ben Asude'yi severdim.

Zaten onu sevmemek ayıptı.

Bazen bir kaç yaşlı arkadaşı gelirdi.

İnsanoğlunun daha önce hiç bu kadar yaşlısını görmemiştim.

Ütülenmemiş perdeye benziyorlardı.

Ama ben ütülenmemiş perdeleri ütelenmişlerden daha çok seviyorum.

Kusursuz güzelliği hiçbir zaman sevmedim,

İki uyku arası daha güzel olurdu Asude.

Dağınık saçlarının arasından sanki güneş gülümserdi.

Bütün bu yıkıntıların, terk edilmişliğin ardında o kadar güzeldi ki,

Akşamüstleri dışarıya çıksa güneş batmaya utandırdı.

Sanki tamamlanmamış şarkıların en güzel nakaratıydı.

Yarım bir kadındı Asude.

Annesi yarısını doğurmayı unutmuş gibi,

Öfkesi içinde kalmıştı.

Sanki annesi, başka hiçbir şey olmadan, başlı başına

Nur topu gibi bir mutluluk doğurmuştu.

Aslında bana sorarsanız hepiniz en başında Asude'ydiniz.

Çok sonraları annenizin içinden zorla çekip çıkardınız o yarım kalanı.

Çünkü ben annelerin ölümden başka acı doğurduğunu görmedim.