Harlanma;

Seğirti sol kaşımda, biri dürtüyor gibi bakışlarımı

Kızıl bir nehrin yataklığına seyirci kalmak 

Zehirle açıklanamayan bir yatıştırıcı

Bir uçuk çıkacak hissi dudaklarında

Anlatamadıkların


Harlanma;

Nadas, bazen pirinç tarlasındaki kontrgerilladır


Ama pilav da yiyeceğiz sevgilim

En aç misafirleriyiz şair olamayanlar olarak

Tüm cenaze yemeklerinin


Harlanma

Tanrıların sofrasından çalınan ateşi

Plazalardan körükledik

Kör dedik kuzguna

Şeytanı kötüledik

Ve her vurduğumuzda üç kere ölü bir ağaca

Boşluğu öptük

Yaramaz bir bedelin kulağını çekip


Harlanma 

Kendi bedenimize gömüldük ilk


Tek nefeste var olan da var

Evren, evlenme teklifi ve fizik

Pahalı yüzükleriyle

En karatlı, en çok kanamış elmaslarıyla üstelik

Derisinde kesilmedik yer kalmayan

Palayla ampute olan da var


Harlanma 

Parayla tutuşturulan cehennem çukurunda

Sıratın hemen şurasında kurulan kaldırımlara misafir

Müstakil gecekondular yanar

Köylüler soruşturulur


Harlanma

Köz bazen sönmüş bir ateş değil

Tutuşturucudur