Peki ne zaman karşılaşacağız biz? Ne zaman göz göze geleceğiz ne zaman el ele tutuşacağız, kokunu doya doya ne zaman içime çekeceğim. Ben bunların amansız hayalini kurmaktan ne zaman vazgeçeceğim?

Şu belirsizlikler aşırı kötü bir durum. Ne bok olacağı belli değil ya insan deli oluyor (zaten akıllı olduğumu da söyleyemem). Belirsizlik berbat ya berbat.

Ateş dedim bu yazının başlığına. Ne kadar saçma dimi yazdıklarım ateşle.

Olayın aslı şudur matmazel, buradaki herkes müptezel. Ne yaptığını bilmeyen başta ben olmak üzere boş hayatlar üzerine çabalayan, sikimsonik işlerle uğraşan biz müptezellerle. Aslında bizler o kadar azız ki hayatta bazen kendimi tebrik edip sigara içiyorum.

Bazen farklı görüyorum kendimi diğer insanlardan. Yani bunları, her ne kadar kötü olsalar da yazmak bile bir başarı. Ama benim en büyük başarım uzaklardaki, çok uzaklardaki bir kıza sevdalanmak oldu.

Ne demiş neşet baba:

“Şu garip halimden bile şiveli nazlı

Gönlüm hep seni arıyor neredesin sen”


Ben sebepsizce arar oldum seni. Neredesin sen.