Dalların rüzgarı gören tarafındayım, dalların!

Burada güneş yok,

Bülten yağmur gösteriyor

Halledilmeyecek bir mesele değil bu

Oturup konuşuruz ama

Kolların taşınıyor mahalleden

Hepimiz öğün atladırdık seni beklerken

Kalbinin ekmeğini yiyemedik ya!

o koyuyor insana bağdaş kurarken.

Malumun ilanı üzerine

Sen bile yoksun bu hikayede

Akşam pazarına çıkıyorsun

Ne kadar çürümüş ruh varsa hepsi yatağında

Etini kemirenleri ev sahibine anlatamazsın,

Yatak gıcırtısı, bu parkelerin senfonisi

Atriumunda depremler, sesini duyan yok

Sağ çıktığın da olmadı hiçbir seferden

Ceplerini yokla,

fünyesi çekilmiş şiirler bir bir patlıyor

Avuçlarında.

Prodüksiyon zayıf,

arpa suyuna tavsın bir parkta

Belki birazda tuzlu fıstık basıyorsun yaralarına.

...


İnsanı en yakını uzak edermiş insana,

kulak arkası sigarası ben sana söylemiştim

Bu ganimetleri nakite çeviremezsin hiçbir ATM'den

...


Hangi şair ruhunu kazmak için

İzin alıyor ki belediyeden

Saklanmak için perdeler arıyorsun, yapma!

Oysa insan çarşılarda yürür de görünmez

Kuru kalabalığın körler sofrasında.

Bizi görmezler

Bizi görmediler zaten

Bizi görmezden gelenler sevgilim

Oturmuş köşelerinde şehirlerin,

Küfrün bin parasına zarlar atıyorlar

Orada bile namussuzlar bu deyyuslar

Kırkım çıkmamış şunun şurasında

Cenazeme gelmiş

Zar tutuyorlar!


Fiş almadım,

döndüm dolaştım bu dünya pazarını

Ruhumu zararına sattım.