Ellerim kınalanmış, tıpkı çocukluğumda babaannemin benim sabırsız ısrarlarım sonucu bana kına yaktığında hissettiğim o heyecan ve sevinç ile karşılanmış hatta; ben tarafından. Üstelik bu sefer ben yaktım kınamı avuç içime, gecenin bir yarısında, babaannemin yaptığı gibi çorap da geçirdim elimin üzerine, dağılmasın ve bulaşmasın başka bir yere diye. Yıkadıktan sonra, yatağıma uzandığımda içime çektim avucumdaki kına kokusunu. Pek huzurlu hissettim. Meğer öyle zor değilmiş gönlümün huzur ile sarmalanması, nasıl debelendim huzur düşünün kapısında öyle hatırı sayılır zamandır diye düşündüm. Yazgım avuç içimdeymiş gibi uzunca seyrettim elimin içindeki çizgileri. Hakikaten de böyle hissederdim, bir sır gizliydi avuçlarımda ve ben alıkoyamazdım kendimi ellerimi açıp da gözlerimi ellerimin çizgilerinde gezdirmekten..