Ben sana bir yığın düşünülmüş cümle veremem

Ben bana bile çoğu zaman

Isıtılmış şeylerden çok,

Üşütülmüş mektuplar yazarım

Ben sana her gün kar yağdıramam

Onun yerine, ütülenmiş gazeteler koyarım

Belki kâinatı var edemem

Sen ki, kâinatı vaat bile edemez

Gel penceremin kuşlarına büyük ekmekler atalım

Bilirsin, benim çiçeklerim evde yaşayamaz

Senin sineklerin ceset üstünde uçmaz hevesle

Tel kafeste tutsak, söylediğim onca şarkı sana

Şimdi çal bana virtüözüm aşkını

Sonra da birleştir nesirle


Ben sana hoşça kal buseleri veremem

Ben bana bile çoğu zaman

Yıllar sonra dönmüş gibi bir derviş köyüne

Hoş geldinlerle dolu eller sıkarım

Ben sana dün olamam

Sana yarın gelemem

Zamanım öyle dar ve öyle boran yollarım

Ben sana hiçbir şey anlatamam

Dolup taşıp abartmayarak

İnce belli bardağına iki şeker atmayarak

Ayıplarına yok yere gülmeyerek

İlk durakta inecekmiş gibi yaslanarak arkama


Ay ışığı sana benzer

Tepeye çıkıp parladığında

Yaklaşsam da yakmadığını anladığımdan

Sana bir sesle geliyorum ıslığa benzer

Tanıyıp bakacaksın kadar uzatmayarak

Aşkın zevkini tatmayarak

Zikredip içini yakmayarak

Seni kesip parçalara, gömüyorum

Bayramlık papucun acısında saklayarak