Gittikçe yaşlanıyorum,

Gitgide çürüyor umutlarım.

Henüz unutkanlığa yakalanmadım, 

Ama bir bir hatırlıyorum çenendeki benleri,

Parmaklarımın altında şekillenen belindeki gamzeleri...


Sen bazen gülüyordun ya hani ortada bir sebep yokken,

Ben ne dediğini anlamasam da

Sırf sen iyi hisset diye eşlik ederdim

Şen kahkahalarına.

Sık sık yıldızlardan bahsederdin, güneşten nefret ederdin.

Senin için hep gece olmalıydı,

Hep ben olmalıydım yanında,

Seninle paylaşmalıydım sigaramı.


Bir gün "herkes gider" demiştin bana o gecelerden birinde.

"Gitmem diyen herkes alır şapkasını çıkar kalbinin kapısından."


Haklıymışsın.

Onlardan biri olacağına hiç ihtimal vermemiştim.

Çok aptalmışım.

Kalbimin kapısından çıkıp gittin bir haziran gecesi.

Her şeyini alıp gitseydin daha kolay olurdu belki de.

Olur muydu? 

Bende bıraktığın çok şey vardı.

O gece öyle sıcaktı ki mahallenin havası, benim evim buz karasıydı. Duvarlarımda ağıtlar yakıldı.

Karanlık bir mahzene düştü tüm benliğim. Hiç mi üzülmedin demeyeceğim,

Çünkü benim kadar acı çekmedin, bilirim.

O gece giderken yüreğimin kapısını öyle şiddetli çarptın ki

Eskilerin hatırına aralık bıraksaydın bari.


Şimdi taşları tozlu balkonumda oturmuş yaşananları düşünüyorum.

Mahallede tavla sesleri, araba gürültüleri.

Alacakaranlığın kollarında süzülen güvercinler; onların ardından koşan martılar...

Her yer senin suretin. 

Biliyor musun? Hayır bilmiyorsun.

Bendeki son hatıran; menfur yüzünün ardındaki dilhûn bakışların.

Her karanlık çöktüğünde, ay düşer kalbimdeki boş evimize.

Ev soğuk.

Ev sinsi.


Çok içiyorum diye annem kızıyor sürekli. Sen de baban gibi mi olacaksın diyor.

Bir sigaram var halbuki.

Senden sonra günde bir paket bitirir oldum.

Annemin evinden pek çıkmaz oldum. Öylesine geçiyor yıllar.

Bak, geçen yirmi yedi oldum.

Senin bıraktığın yaşta kalamadım,

Ama bana bıraktığın kırmızı hırkanı giyiyorum.

Kokun kaybolmasın diye hiç yıkamadım.


Zaman... ah zamanı durduramıyorum. Zaman hem zehir hem panzehir.

Usul usul kanıma karışıyor sanki.

Tıpkı bir zamanlar senin beni zehirlediğin gibi...


Neyse...


Yine çok konuştum affet beni.

Sen anlat bakalım...

Sende durumlar nasıl şimdi?