I.
yaşarken boğazımıza aldırmak gibi bir huyum var güzel olanı
yitirdiğim sevi dakikaları
cüzdanımda taşımadığım vesikalığın
kalbe ağır gelişi bundan
kopan fırtınanın en çok boğazımı yakışı
vuracağı yeri biliyor oluşundan
her kopan fırtınanın bir adı var: ayandon, kırlangıç, filizkıran
felaketler beklenmediği için felakettir
fırtınalar felaketten sayılmaz
II.
fırtınalar kopuyor dışarıda
ne dersin kalbimizde de bir şeyler devrilir mi
ulu göknar ağaçları kırılır mı gövdesinden bize doğru
uçar mı dallardan dilek kurdelelerim
bulur mu rengim dengini
çifte koşulmamış toprakların naçarlığında
senin arazilerini avucumun içi gibi bilirim ben
sarp dağlarında, hiçbir yere varmayan tozlu yollarında beni neler bekler bilirim
Dipnot: ben avucumun içini bilmem
III.
yeni bir form verebilmek için kırmak gerekiyor bazen
bazıyı
kırılmak ve ulaşmak aslına
şubatta meyve ağaçlarını budamak
budanmış gülleri toprağa gömmek
deniz yıldızını kendi haline bırakmak
bazen bazıyı rahat bırakmak gerekiyor
kendini bulmasına izin vermek
başak bir ustanın deyişiyle
“Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana içinde inci vardır.”
asya
2021-02-09T18:49:25+03:00sevgili zeze, teşekkür ederim :)
Zeze
2021-02-08T22:54:52+03:00"Felaketler beklenmediği için felakettir." Çok beğendim kaleminize sağlık 😊