güzel musa, şirin musa

söyle bana


derdin neydi ki firavunla

piramitler dikecek olduktan sonra

çölün ortasına


güzel musa, şirin musa

otursana


sıcaktan mı dönmüyor dilin

ne de güzel kaybolduk ama


kıymetin sözü kaldıysa

bu ruhban dillerde


sayılarla boğuşurken halkın

kaybolan çöllerde


şu dağa mı çıksak belki

bir ateş buluruz ümidiyle


ağarıyor işte bak tan, batıdan

seyrine daldık, geçmiş zaman


geçti zaman, geçiyor zaman

uyan musa


güzel musa, şirin musa uyan