Gecenin en karanlık anı

Ay ışığında oturmuşum

Penceremin dibindeki

Tahtadan masada.

Üstünde ilk basımdan kalan

Saman rengi bir kitap

Hasretinden prangalar eskiten Ahmed Arif'le.

"Bir ben bileceğim oysa, ne afat sevdim." diyor.

Bense, seni anlatıyorum geceye

Susarak.

Kurduğum hayallerin hepsini sana bağlayarak.


Ayın karanlıktaki gölgesini izliyorum

Akıp giden zamanın habercisi

Nefes alarak ama yaşayamayarak akıp giden zamanlarımın

Sonra doğum tarihimi görüyorum

Duvarda, kazınmış.

Seni gördüğüm, sende kaldığım anın tarihi

Yani, kendimi bildim bileli.


Gülüşlerinde kaybolduğum

Bakışlarınla el pençe divan durduğum günlerin özlemini çekiyorum.

Bu arkadaş gecelerde

Yalnızlığın sessizliğini bölecek bir gürültüye,

İçimde biriken harfleri birleştirip anlayacak bir çift göze mahrum kalarak yaşıyorum.

Sonra kalkıp penceremdeki çiçeği suluyorum

Saksıdaki esaret çiçeği.

Çayı dolduruyorum, sigarayı yakıyorum.

Güneşi bekliyorum, umudumun akıbetini sormak için.