İnsanların arasında silikleştiğin zaman

Deniz koktuğunda çehren

Silindiği zaman geçmişin izleri

Müebbet yalnızlığa verildiği zaman

Bir kahvenin acı rayihasında buluşacağız…


Duyguların kurtulduğu zaman zincirinden

Vurulduğu zaman kalbin cefaya

Toprak yuttuğunda heybeni

Gökyüzü astığında kelebekleri

Bir kahvenin acı rayihasında buluşacağız…


Gözlerine sindiği zaman güz sancısı

Şi’ra kaybettiğinde sevdasını

Ruhban sınıfı çevirdiğinde yüzünü

Bulduğunda pusulanın mâh-ı nev’ini

Bir kahvenin acı rayihasında buluşacağız…


Bozuk plağa takıldığında sözlerin

Bir kapının gıcırtısına bozulduğunda sinirlerin

Pazar sabahı ekmek almaya diye çıktığında

Eski sabahların mutlu yüzleri yansıdığında aynaya

Bir kahvenin acı rayihasında buluşacağız…


Kaçırdığında gözünü istikbalden

Bir satırda toz bulutuna dönüşecek pişmanlıkların

Yarına koşan bin atlının ardına takılacak yine

Hatır kokacak cihannüma

Biz bir kahvenin acı rayihasında buluşacağız…