Ayna olmaya karar vermişti. Karar vermek gibi de değil aslında. Ayna olmaya itilmişti. O da itiraz etmemişti. Memnundu bundan. Belki de ayna olmak ona asla hissedemeyeceği duyguları hissetmesine olanak sağlamıştı. Bunu ilk defa iki hafta önce anlamıştı. İyi duygular içindeyken yanındakiler iyiyse o da iyiydi. Kendisi de böyle hissettiği için iyi olduğunu düşünürdü ama işler bir "Palmiye" çıkışında değişti. Nasıl anlatacağını bilmiyordu ama deneyecekti. Ayna olanların kendini farketmesi için bunu yapacaktı ama sayfanın bitmesi ve yeni bir sayfada bunu detaylı bir şekilde anlatmak için uzatıyordu cümlelerini.
Söz verdiği gibi yeni bir sayfanın başlangıcında anlatmaya başladı.
Her şey olması gibi olmasada yine aynı normallikte sürüyordu o Palmiye çıkışında. Sigaralar içiliyor C. Abla'nın gözüne batmadan muhtemelen dünyanın en küçük bardaklarında çaylar eşlik ediyordu sigaralara. Sonra ortamdan biri sinirlenmeye başladı. Arada olurdu ona öyle ama bu sefer farklıydı. Farklı olan sinirlenen kişi değil bizim ayna farklıydı bu sefer. Almıştı bütün duyguları ve yansıtmaya başlamıştı üzerine gelen bütün ışıkları. Işıklar kırmızıydı lakin kırmızı ona küçüklükten beri hep olmaması gerekenleri anımsatırdı. Böyleyken kapatması gerekti bütün ışıkları çünkü korkmuştu ayna olmaktan. Şimdi de aynaydı ayna olmasına ama hala kapalıydı bütün ışıklar. Yakmaya cesareti yoktu. Kendini bütün mahallenin elektriğinin kesildiğine inandırmıştı karşı evin ışıkları yanarken.