Yumurtayı arzuluyorlar, sonra dünyadaki tüm tavukları kesip içinde yumurta arıyorlar. Çünkü komşusundan görmüş yumurtanın tavuktan çıktığını.
Gidip istemiyor, sormuyor kibrinden. Sabretmiyor, tavuğa güvenmiyor, öğrenmiyor. Ve bulsa bir gün tavuğun içinde o yumurtayı ögretmeyecek kimseye karnını nasıl doyurduğunu.
Hırslarınıza bir bakın, davranışlarınıza, çevrenizdeki canlı cansız herşey ile nasıl muhatap olduğunuza.
Parayı onlar gibi kazanıyor, acıdan onlar gibi kaçıyor, çocuğunuzu bile onlar gibi seviyorsunuz. Onlar gibi telaşlı, onlar gibi anksiyete içinde. Onlar gibi kimsesiz, onlar gibi tüm tavukları satın alabiliyor ama tek bir yumurta bile bulamıyorsunuz.
Kendi vaad edilmiş topraklarınızı elde etme çabanız, koşarken ki hızınız ve telaşınız, sabırsızlığınız ve doğa ile mücadeleniz, kontrol çabanız bir düşünün kaç Gazzeliye hayatı zindan ediyor.
Sabrımızı, telaşımızı acı ve hazzımızı Allah'tan biliyorsak da ne fark eder meczup mu Yahudi mi? Öz kardeşimiz sayılmaz mı?
Aynı telaşı, aynı korkuyu taşıyorsak ne fark eder lanet okumak, aynı İsrail'in laciverti değil mi?