Şarkılar bazen sadece notalardan, akorlardan ve sözlerden ibaret değildir. Bazı şarkılar, insanın derinliklerine dokunur, duygularını çıplak bir şekilde sergiler ve yaşanmışlıkları yankılar. İşte bu şarkı da öyle bir melodiye sahip.
Sesin telefonun diğer ucunda yankılanırken, hissettiklerinle boğuşuyorsun. Bitmiş bir ilişkinin ardında kalan duyguların, şarkının notaları arasında dolaşıp duruyor. Hala sevdiğin birine karşı hisler beslemek, bir çeşit içsel mücadele. Ancak gerçekle yüzleşmek ve yolların ayrılması gerektiğini bilmek, kalbinin derinliklerinde bir yerlere saplanmış bir gerçeklik.
"Artık bizden olmasa da olur." Bu cümledeki acı, beklemezdin belki, ama kabullenmek zorundasın. Ayrılık ve kabulleniş, denemenin ana teması. İki kişi, birbirine ait tüm yolları çıkarmış, tünellerini birbirinden ayırmış. Savaş, aşkın kıran kırana geçtiği bir alan olmuş; kazananın belirsiz, kaybedenin ise çok olduğu bir meydan.
Şarkının sözleri, yaşananların bir özeti gibi. İlişkinin başladığı güzel günlerden, değişimin getirdiği ayrılığa kadar uzanan bir hikaye. Ancak bu çocuğun hisleri ölmedi ki sana. Kaçan bir heves değil, belki de yaşanan bir ders. "Bizden olsun isterdim ama, bizden olmasa da olur."
Denemenin sonunda ise acı bir gerçekle karşılaşıyoruz. Aşklardan vazgeçmek ya da vazgeçirilmek, değişimin zorlu gerçeği. Her isteğinde geri dönüşü olmayan bir yola girdiklerini kabullenmek gerekiyor. Eski, özletmeyen bir yol, farkında olunmayan bir gerçek.
Ayrılığın ardında, kalan bir umut belki de affetmeye yetecek. Ancak hevesin çoktan kaçmış, gitmiş. "Hevesin mi kaçtı? Şu an dönse, köpek gibi koşarsın ona..." İronik bir gerçeklik, belki de geçmişin yankılarıyla dolu bir cümle.
Bu deneme, aşkın zorlayıcı gerçekleri ve ayrılığın getirdiği acıyı şarkının içsel melodisiyle harmanlıyor. İnsanın duygusal yolculuğunu notalara döküp, yaşanmışlıkları bir melodiyle örüyor. Şarkı, bu denemede kelimelere dökülen duyguların müzikle nasıl bütünleştiğini anlatıyor.