Ayrılık masanın üstündeydi cıgara paketinde,
gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın.
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde.
Senin cıgaranın ucunda, senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda.
Ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
Benden gizlediklerinde gizleyemediklerinde
Senin güvenindeydi bana büyük korkundaydı ayrılık
Birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın

oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin

ayrılık bunu farketmeyişindeydi senin.
Ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden, ağırlığı yoktu.
Tüy gibiydi diyemem,
Tüyün de ağırlığı var ayrılığın ağırlığı yoktu ama kendisi vardı...