Kasım hep hüzün ayıdır

Yapraklarından ayrılır ağaçlar 

Özlemi başlar turnaların 

Anasından kopar yaban tavşanı

O kasım diğerlerini arattı

Takvimler on yaprağını dökmüştü daha

On birinde doğan bebelerin anası

Sevinemedi çocuğunun doğduğuna 

Güneş doğduysa da gören yok

Dolunay mı vardı o gece gökte? 

Yoksa hilal mi? 

Bilen yok

Peri kızları uğramadı gençlerin rüyasına

Çiçekler kokmadı

Yılkı taylar yarışmadı doyasıya

Su acı, ekmek sasıydı 

O kasım

Kıyametin bir nüshasıydı 

Bir yıldız kaydı bırakarak arkasında izini

Karanlığı yarar gibi bir iz 

Bir yıldız ki

Sanki bir halkın yüreğinden kopar gibi

Kendi sonsuzluğuna gitti