Yer yer sırat köprüsünü anımsatan kayganlığı ile ürkütsede insanı; taş yollarda yürümek, asfaltta yürümekten daha eğlenceli. Ayvalık’ta bütün sokaklar denize çıkar. Gözler sanata doyar, ruhlar hafifler. Bir romanın sayfalarında yer almak gibi bir şey. Ne zaman sokağa çıksam, kendimi bir romanın baş kahramanı sanıyorum. Bi endam, bi havalar görmeniz lazım.
Manisa’nın ilçesinden, deniz kıyısında bir Ege kasabasına yerleşmişim. Ben havaya girmeyeyim de kim girsin. “Bütün muhteşem hikayeler iki şekilde başlar. Ya bir yolculuğa çıkarsın, ya şehre bir yabancı gelir.” demişler ya! Tam olarak öyle. Muhteşem hikayem öyle başladı. Kalbi elime alıp yola çıktığımda kendimi Ayvalık’ta buldum. Kalbimin yerini hatırlatıp, içim ısınmaya başladığında da şehre bir yabancı geldi…