Nasılda mutluydum o gün. Kim ne derse desin kalbim öleceğimi hissetmişti... Ondan böyle bir kafesin içindeki serçe gibi çırpınışları vardı. Ama ben yine de o gün hiç olmadığım kadar mutluydum.
Fakat öleceğimi bilseydim annemi son kez öperdim, her şeye rağmen gözlerine bakardım, artık sana kızgın değilim demek isterdim.
Ve öleceğimi bilseydim çiçeklerimi de sulardım. En sevdiğim duaları sıkıştırırdım cebime.
Sonra... En çok... bir sana çok... hep sana çok.
...Geriye kalacak tüm zamanlara yetecek kadar sarılırdım. Soluklanırdım son kez boynunda...
Öleceğimi bilseydim eğer tüm hastalarımı kucaklar, daha çok severdim. Öperdim.
Ve ben o gün öleceğimi bilseydim kendimi ilk ve son kez çok sever şımartırdım. En sevdiğim kıyafetimi giyer, göz halkalarını kapatır ellerime kremler sürer, güzel kokular sıkar, yiyemediğim fakat heves ettiğim şeyleri yerdim. Hiç bilmediğim, daha önce gitmediğim sokaklardan geçer, tanımadığım kişilere tebessüm ederdim.
Ben o gün öleceğimi bilseydim eğer, hiç öyle çıkmazdım evden.