baharı geride bırakmış bir şehrin

en günbatımı saatinde terk ettim

hasar almaktan solmuş duvar renkleri

çiçekleri anımsatmasını kaybetmiş kalbimi

bazı şiirlerim artık beş mısrayı geçmiyor

bak bir ağaç bir kedi bir kuş bir ben

ben metalaştırmaktan korkar oldum çevrimi

gerçek olmayan evrende ararken buldum

oturduğun ufak küçük gizemli semtini

evinin altındaki dikiş nakış dükkanını

bak bir kar tanesi düşüyor bulutların gözlerinden

kalbi buz tutmuş bulutlar kaplıyor kentimi

en derin hisleri gömdüğüm yerde bulamıyorum

ölmüş olsalar sela okurdu yan camideki imam

çoktan sabah olmak üzere bak kuşlar uçar

camdan bir seher yeli essin diye beklerdim

rüzgar en çok benim perdemi havalandırsın

güneş en çok bana açsın bu mevsimde

ben ki yalnızlığı tatmadan önce 

bu kadar acı olacağını bilemezdim

ah insan geçmişini hatırlayınca bazen

düşler meyhanesinde bir kadehle bulur kendini

öyle bir sarhoş eder ki düşler meyhanesi insanı

beyaz kefenleri giyip dans eder 

onca aşkın gazisi meczup

sakın dalmayın düşler meyhanesinde

birkaç kadehten sonra bozulur anılar

gözyaşlarınızla sularsınız çiçekleri

bugün bahçeli bir ev gördüm insanlıktan uzak

en bahar aylarından bile çiçekli bir bahçe

beni takip eden buz kalpli yağmur bulutları var

mazilerden içtikçe daha sert yağar üzerime

hüzün savaşında kaybedilmiş birkaç gafil hayal

belki şimdilerde elimden tutar götürür uzaklara

ben bu şekilde daha mutlu olacağımı sanırdım

yalnızlığın acı tadı sen gidince yer etti kalbime