Sefil bir kalbin yüküyle savrulurken
Yenilgiler, yanılgılar ve yalanların yığınında vaziyetten vaziyete göç eylerken
Bilmem kaçıncı dirilişinde, her defasında bir parçan kaybolurken
Bütün savruluşların, bütün göçlerin ve tüm kayboluşların sona eriverdi
Ona rastladığın anda.
Uçsuz bucaksız, tuzaklarla ve haysiyetsizliklerle dolu bir yolda
gördüğün ve yolun geride kalan hikâyelerinden kurtuluştu bu rastlantı
Yolun devamına kuşanmışlık bahşeden bir rastlantı
Yolların fıtratıdır, bölünürler, yıkılırlar, ayrılırlar ve biterler. Kim bilir birleşirler de.
Gördüğün ilk anda hissettiğin 'ihtimallerin güzelliğinin ondan ileri gelişi' tek gerçek olarak durur karşında.
Ve artık...
Yolun sana onun eliyle getirdiği baharın tutup elinden, ya ona
hiç rastlamasaydın şükrüyle yürüyeceksin.
Sefil bir kalple nasıl yaşardın! Müthiş bir ahmaklık olurdu!
Ve şimdi...
Elinden bir an için tutup sana baharları bahşeden o rastlantıyı
içinde saklayıp yolun sonuna değin yürüyeceksin.
Kim bilir belki yollar insafa gelir bambaşka bir zamanda
Belki de sen dize getirirsin yolları
Kim bilir belki yoldan çıkar, tutar fırlatırsın kendini
Kim hesap sorabilir, kim yargılayabilir, seni kim anlayabilir
Kim ahkâm kesebilir, seni kim tutabilir
Ellerin dolu.
Baharın kanatlarıyla.