Elleriyle kim getirebilir, üstünde çiçekler biterken kaybettiğimiz dört baharı?

Ilık rüzgarlar esip, katıp önüne götürebilir mi gamlarımızı?

Sakınabilseydik bahçemizi, ki koklasındı elleri topraklı küçük kız menekşelerimizi.

Elbet dağılır da çorağımıza yağmayan yağmurun anası, umuda çalıverir bi' sabah rengi ve filizlenir özgürlük çiçeği içimizde.

Yankılanmışsa da belki bin kaç sene sesi gettolarda katledilenlerin, bırakacak yerini rüzgarın şefkatli kollarına ve savuracak saçlarını körpecik kızların.

Bir an gelir dirilir belki cesetleri, tüm özgürlük savaşçılarının.

Bir curcuna kopar, sevişir cesetleri aşıkların ve dağılır bedenleri.

Fakat biz kalacağız sevgili, umut olsun diye mezarımızda biten yaban çiçekleri.