Bahçemde gül diken açmış

Sarımtırak saçların güneşe kafa tutuyor

Parklardaki banklar kedi dolmuş bugün de

Evimden sonsuzluğa açılan ufak köprüm

Günden güne gerisinde karanlık bırakıyor

Şimdi bir rüzgarın selamını getiriyor

Dökülen sonbahar ağaçların peşinden

Çiçek açacak topraklarımı suladım bugün

Aklıma gelmenle biriken gözyaşlarımla

Acı bir şekilde çaresizliğe gizlendim

Koyu fon perdem dışarıdan soyutluyor beni

Duvarlardaki posterlerim soluyor

Adım attığım yolları hatırlamıyorum

Bugün öyle bir çaresizlik düşüyor ki üstüme

Kendim olduğum için Tanrı'ya lanet ediyorum

Sen olduğun için Tanrı'ya lanet ediyorum

Aldığım her nefes

Attığım her adım bir günahtan ibaret

Seni severek ben Tanrı'ya şirk koşuyorum

Anılarımı saklamaya çalışırken bez torbam

Bahçemde diken açan güllere takılmış

Gittiğim her sokakta peşimde anılarım kalmış

Bu şehir beni ben olmaktan alıkoyuyor

Bu semt beni hayallerden uzağa itiyor

Ben kendimden verdiğim çaresizliği

Bir hiçliğin ortasında bırakıp gidiyorum

Evimin önündeki ufak köprü

Sarı saçlarını daha fazla taşıyamıyor

Bugün bütün benliğimle içten içe ölüyorum