hiç dibini göremediğiniz bir okyanusta boğulmak istediniz mi? 

her gün yaptığım bu işte. 

daha derine, daha da derine...

en sonunda ciğerlerin patlar. 

ve senin gördüğün en son şey bir balığın yüzgeci olur. 

böyle zamanlarda çırpınmam. 

yakıcı tuzlu suyun bütün açık kalan deliklerimden içeriye girdiğini tıkanana kadar canımı nasıl yaktığını hissederim.

sonra tekrar var olmak için ölürüm.

ölüm var olmanın ilk koşulu. 

ama bir okyanus bunun için gerekli koşullara sahip mi? bilmiyorum.

her su birinkintisi bir yaşam vadeder.

ben ölümü yaşamın içinde buldum. 

su birikintileri bana yetmiyor.

duyuyor musunuz ölüme hazırlanan her hücrem?

sizi okyanusların bilinmezliğine hediye ediyorum.

balık gibi ya da belki de istiridye gibi yaşamayı öğrenin diye. 

sonsuz.

ama son değil.

yaşamayı öğrenin diye.

hiç dibini görmediğiniz bir okyanusta boğuldunuz mu? dibindeyim.

derine gelin.

yüzmeyi biliyor olsanız bile boğulacaksınız.

sizi dibini görmediğiniz bir okyanusun dibinde bekliyorum