Denizin ortasında beşik gibi sallanan sandalı izlerken buluyorum kendimi. Sandalın üzerinde iki martı, balıkçının vicdanına doğru kanat çırpıyor. Balıkçı da yaman herif oralı olmuyor bile, derken başım dönüyor tesbih gibi art arda gelen dalgaları izlerken göz ucuyla balıkçıya bakıyorum hâlâ, martılardan haber yok. Olduğum yere çöküyorum, rüzgar kulağıma bir şeyler fısıldıryor anlamıyorum,

belki balıkçı anlıyordur. İçimi hüzün kaplıyor, gözlerimi kapatmaya cesaret edemiyorum.