Olmak istediğimiz kişiyle olduğumuz insan arasında dağlar kadar fark var. Kimi zaman iyi kimi zaman kötü sonuçlar doğurabiliyor bu durum. Henüz sonu belli olmayan hikayeler şahane mutsuzluklar doğurabildiği gibi peri masalları da doğurabiliyor üstelik. Fakat hepsinden önce gerçeklik var, ne zaman kafamızı aksi yönüne çevirsek yerden aldığı sopayla kafamıza vuran. Gerçeklik suni bir sopayla dahi hissedilebiliyor bazen, anlamamaya çalışma çabamız fazla nafile. Hayalperest mutluluktan daha az acıttığı kesin ama hayal kurmayınca da gerçekliğin boğazına dayanan bıçak biraz daha acıtıyor. Yıllanan anılar film izlerken ayrı bir perde çekip önünüze mecburi bir alternatif sunuyor. İzlemeyenin düşüşü, izleyenin mutluluğu ertelediği. Ben daha çok o sinemaya rakip, küçük perdede içinde her şeyi barındıran filmler izletiyorum. Düşük bütçeli, oyunculuğun sıfır ve gerçek hayatlara dokunamamış insanların yok oluşu üzerine.