Dünyanın en esrarengiz sanatçısı olarak adını sprey boyalarla sanat tarihine yazdıran bir isim…


Banksy!


Time dergisine göre 2010 yılının en etkili isimleri arasına girmiş bir isimsiz. Elbette isimsiz çünkü onun gizemi isminin belirsizliğiyle başlar.


Banksy!


Bir imza…


Rivayete göre 1974 yılında İngiltere’nin Bristol şehrinde doğmuştur. Asılsız olan bu bilgilerin tek kaynağı, Banksy’nin eserlerine Bristol şehrinde başlamasıdır. 1990’lardan itibaren Bristol sokaklarını grafitiler ile süsleyen sanatçı, daha sonra başta İngiltere’nin diğer şehirleri olmak üzere dünyanın birçok yerinde de eserlerini sergilemiştir.


İlk zamanlarda büyük bir kesim tarafından sokak serserisi olarak nitelendirilmiş ve vandallık ile suçlanmıştır. Bu durum, ismini gizlemesinin temel nedeni olarak yorumlanabilir olsa da o, vandallık suçlamasını benimsemiş ve metaforik bir bakış açısıyla kendini vandalist bir sokak sanatçısı olarak tanımlamıştır. Ancak özü itibariyle vandallık yapamayacak kadar duyarlı ve hassas bir sanatçıdır. Eserlerinde insan hakları, hayvan hakları, anti-savaş, anti-kapitalizm, mültecilik, hızlı tüketim, çevre bilinci ve çocuk işçiliği gibi birçok sosyal konuları ele almıştır.

Eserlerini oluştururken bolca hiciv, mizah ve alaylı bir tutum sergilemesi, süregelen sanat anlayışlarından bağımsız hareket etmesi, reddeden ve zaman zaman baskın bir mizaç kullanması ve ayrıca eserlerini sergilemek üzere olağandışı mekânları seçmesi, sanat camiasında büyük bir yankı uyandırmıştır. Sanat elitizmine karşı olan duruşu ve sanat camiasının oluşturmuş olduğu normların dışarısında kalan tutumları sayesinde ‘‘Gerilla artist’’ olarak anılmış ve yeni bir sanat anlayışının temellerini atmıştır.


Gerilla Artist’s!


Zamanla ‘‘Gerilla artist’’in eserlerinin sanat galerine girmesi ve yüksek fiyatlara alıcı bulması, birçok sokak sanatçısı tarafından anti-kapitalist duruşunun ve sadece ‘‘sanat için sanat’’ icra etme düşüncesinin bir algıdan ibaret olabilmesi yönüyle çokça eleştirilmiştir.


Her halükarda muazzam işlere imza atan, sosyal problemlere farkındalık yaratan ve ‘‘En iyi belgesel film’’ kategorisinde Oscar adayı olabilecek kadar önemli bir filme konu olan Banksy, yaşadığımız yüzyılın en önemli sanatçılarındandır.


Küçük bir kız çocuğu, şiddetli bir rüzgâr ve uçup giden kırmızı renkteki bir balon. Umudun ta kendisi… İşte orada, hissedebiliyorum.


Banksy’nin en meşhur eserlerinden birisi olan ‘‘Kırmızı Balonlu Kız’’, 2002 yılında resmedilmiş bir çizim olmasına rağmen popülerliğini hala korumaktadır. Elbette bunun en büyük nedeni, 2018 yılında yapılan bir açık arttırmada yaşananlardır.


Eser, bir koleksiyonere 1 milyon sterline satıldığı an, içeride duyulan bir sesin ardından kendisini imha etmeye başlar. Hiç kimse neler olup bittiğini anlamazken Banksy durumun bilincindedir. Olayda herhangi bir kaza yoktur.


Sanatçı, eser satışa sunulmadan önce içerisine bir imha mekanizması yerleştirir ve işlemi gerçekleştirirken video kaydına alır. İmha sonrası bu kaydı ve eserin imha edilmiş halini ‘‘Going, going, gone…’’ ifadesi ile paylaşır.


Eserin artık işe yaramayacağını ve sanat değerinin kalmadığını düşünmeyin. Eser ‘‘Love is in the Bin’’ ismiyle değerine ikiye katlayarak yeni bir sanat eseri halini alır.


Unutmayalım, bazen yaratmak yok etmektir.