Bir kor parçası yutmuş gibi yanarken içi, konuşsa ağzından kelimeler değil, ateş çıkacaktı sanki. Şehrin bir puslu gecesinde, duvarlar üstüne üstüne gelirken, çıktı kalabalıklara karışmaya. Kalabalıklardaki yalnızlığını dibine kadar yaşamaya.


Beynine paslı bir çivi gibi saplanmış düşüncelerle, o düşünceler kalbinin açık yarasını kanatırken, kanayan yaralar onu eksiltirken, acıtırken, şehrin kaldırım üstü bir bankına oturdu... Karşısında koca bir umman, o ummana vuran bir yakamoz...Ay ışığında gördüğü sanki onun sureti! Derin bir ooff çekti kafasını çevirerek, sağ tarafında başka bir bankta uzun paltolu, sakallı, yüzünde yitirilmiş çok şeyi olduğunu belli eden bir adam. Ya da çok şey yitirmemişti de, yitirdiği tek şey onun hayattaki birçok şeyiydi...


Gitti yanına oturdu, hiç tanımadığı o adamın, sadece kafasıyla selam vererek.

O bir yabancıydı ama o akşam ona çok tanıdıktı. Göz göze gelince yarasından tanıdı onu, yarasının bakışlarına vuran hüznünden..


Dedi ki "konu ne aşk mı?" Kafasını çevirip o hüzünlü gözleriyle baktı ona yabancı. "Kapanmayan bir yara, bilmiyorum. O olmayınca beni bu kadar eksilten ne bilmiyorum. Sadece tek bildiğim, bitmiyor, geçmiyor."

Geçecek diyemedi, çok istedi demeyi ama diyemedi.

Ondaki geçmemişti, bitmemişti. Dedi ki, "bir zamanlar o senin bir parçandı, bundan sonra acısı bir parçan olacak. Seni belki bin parçaya bölecek, her parçan belki yine kanayacak; ama o bir gün çıkıp sana gelecek olsa da, artık sen onu değil; acısını yaşamayı seçeceksin."

"Gelirse bırakmam" dedi yabancı, "her şeyi unuturum."

Nefret ettim ondan; nefretim sebebi de aşktı. Bir gün çıkıp gelecekse eğer, bütün açtığı yaralara rağmen yine seveceğim ben onu, bir kere baksa bütün yaralar kabuk bağlayacak sanki....

Baktı yabancıya "ya sana tekrar yeni bir yara daha açıp da giderse" diye sordu...Sustu yabancı, sadece derin ve kederli bir nefes alarak sustu....Peki ya sen dedi yabancı, ben nefretimi aşk yaparım, belki yaralarıma yeni yaralar da katarım....Peki ya sen? Nedir senin içindeki? Yaşamak istediğin ne? Aşk mı, acı mı? veee baktı iyice onun gözlerine yabancı, korkma ver cevabını dercesine....Dedi ki yabancıya "bana bu acıyı yaşatan zaten bir aşktı....Açtığı yarayı sarmaya dahi gelse olmaz artık, gelecekse aşkını vermeye değil, nefretimi almaya gelsin....Benim nefretim aşka dönüşemez artık yabancı. İkisi de bi süre sustular, düşüncelere dalmışlardı....


Bana müsaade dedi yabancıya ayağa kalkarken.

Oturdukları banktan son kez yakamoza doğru bakarak dedi ki:


"Biliyor musun yabancı? Benim hayattaki en büyük nefretim bir aşkla başladı!"